Saturday 26 May 2012

Rössler ve Vogt'dan Barok Müzik Üzerine Emprovizasyon

Saksofon sanatçısı Knut Rössler ve lut sanatçısı Johannes Vogt, farklı müzikal bakışları ve tecrübeleriyle 2007 yılında basılan oldukça sıra dışı bir albüm için bir araya geldiler: “Between The Times” (Zamanlar Arası). Bu albümü ilk dinlediğimde sarf ettiğim cümle “Bu gerçekten barok üzerine emprovizasyon” idi. Blogun başlığı ve hissettiklerim bana barok müzik dese de, CD kitapçığını okuduğumda müzisyenlere ilham veren bestecilerin 1650 tarihleri civarına, yani tam barok ile rönesans müziği geçişinin yaşandığı zamanlara ait olduğunu öğrendim. Bunun yanında son zamanlarda öğrendiğim kadarıyla barok müzik içinde aslında emprovizasyon doğal olarak yer almakta.


Bu albümde efsanevi basçı Miroslav Vitous’un da adını görüyoruz. Perküsyoncu olarak ise Mani Neumeir performans sergilemekte. Miroslav Vitous, caz sahnesinin en önemli isimlerinden. Weather Report’un kurucu üyesi ve Miles Davis ile çalmış bir sanatçı. Melodik çalan basçılardan ve buna bağlı olarak da gerçek bir solo icracı.

Genel olarak ifade etmek gerekirse, hissetiğim kadarıyla saksofon albümün caz tarafını, lut ise barok dönemi temsil ediyor. Perküsyon ve kontrbas (oldukça melodik ve teller çekilerek çalınıyor.) konsept ile oldukça uyumlu. Miroslav Vitous’un bu albümdeki bas kayıtları gerçekten dikkate değer. Oldukça derin ve sofistike bir performans ve kayıt ile karşı karşıyayız. Kitapçığın son satırlarında hi-fi dinleyicilerin varsa bas ayarlarını düze getirmeleri önerilmekte.
Lut müziği ile ilgili şu bölümü kitapçıktan doğrudan alıntılayıp tercümesini yapacağım. (kitapçığın bütün içeriğini http://www.actmusic.com/product_info.php?products_id=235&show=2 bağlantısında bulabilirsiniz.):


“Our musical journey begins with lute music written in 17th century Paris. Following a period of experimentation, a lute tuning had established itself in which the top six strings respectively pairs of strings form a D minor triad. (A contemporary guitar player would call this an open tuning. A saxophonist would call the lute on this recording a Bb-instrument as it’s A-string sounds a tone lower than today’s tuning note due to its low French tuning.) Many works originating from the first decades after introduction of the D minor tuning sound opener and more playful than their somewhat stricter renaissance predecessors, and the sometimes rather formulaic baroque music. The timeless flavour and the pronounced lyricism of the chosen works, combined with a clear and uncluttered diction, speak directly even to listeners unfamiliar with the language of ancient and classical music.”

“Müzikal yolculuğumuz 17. yy’da Paris’te yazılmış lut müziği ile başlıyor. Deneylerle geçen belli bir sürenin ardından, lut akordu en üst 6 telin 1 çift Re minör üçlüsü oluşturması ile tamamlanıyor. (Modern bir gitarist bunu açık akort etme olarak tanımlardı. Saksofon Fransız tarzı düşük akort edildiğinden ve saksofonun la teli günümüz akorduna göre bir ton düşükten ses verdiğinden, bir saksofoncu bu kayıttaki lutu Si bemol bir enstrüman olarak değerlendirirdi.) Re minör akordun geliştirilmesi sonrası ilk yıllarda ortaya çıkan çalışmaların çoğu, daha kesin kurallara sahip rönesans dönemi ve bazen formüle barok seleflerine göre daha açık çalmaktadır. Seçilen eserlerin ebedi tatları ve vurgulanmış coşkusu, temiz ve karmaşıklıklardan kurtulmuş bir diksiyonla birleştirilerek, kadim ve klasik müziğe aşina olmayanlar ile bile doğrudan konuşabiliyor.”
Müzikal bilgi konusunda tamamı ile obsesifim diyebilirim ve ne zaman dinlediğim albümlerde yukarıda gördüğünüz gibi ayrıntılı bilgiler bulursam hazine bulmuş gibi hissediyorum. Yukarıdaki açıklamalar esinlenilen bestecilerin rönesans müziğinden barok müziğe geçiş dönemine ait olduklarını düşündüğünüzde oldukça anlamlı. 


Albümdeki asıl besteciler şöyle: Ennemond Gaultier (ca. 1575 – 1651), Denis Gaultier (ca. 1600 – 1672) – Ennemond’s cousin, Pierre Dubut (17. yy) ve iki oğlu (bu üçü eski kayıtlarda genellikle aynı kişi olarak anılmakta) ve Jacques Gallot (ca. 1625 – 1690) – Ennemond Gaultier’in bir öğrencisi. Vogt bu albümde yaptıklarını emprovize etmek yerine yorumlamak olarak değerlendirse de yorumlama sırasında modal emprovizasyon kullandıklarını kabul etmekte.


Albüm Werner Goose tarafından 2006 yılında Heidelberg’de kaydedildi ve 2007 yılında ACT’den yayımlandı. Mastering Klus Scheuermann tarafında gerçekleştirildi. Parça isimleri ve yorumları şöyle:  (Bu sefer genellikle CD kitapçığından ilham aldım çünkü kitapçıktaki yorumlar o kadar ayrıntılı hazırlanmış ki sonrasında yapılan yorumların bir kısmı hafif görünebilir.)

1.            Contemplation (Rössler/Vogt) [Interlude: "Sarabande" (Dubut)]
2.            Pré-luth modal (Rössler/Vogt/Goos) [Introduction: "Prélude" (Anonymous)] 
3.            Kuna (Rössler/Vogt) [Introduction: "La Montespan" (Gallot)] 
4.            L’encyclopédie (Rössler/Vogt) [Interlude: "L’encyclopédie" (Dubut)] 
5.            Dialogue (Rössler/Vogt) [Using: "Dialogue" (Gallot)] 
6.            Le colibri royal (Rössler/Goos) [Interlude: "La royale" (Dubut le fils)]
7.            Le rêve lucide (Rössler/Vogt) [Coda: "Chaconne" (Ennemond Gaultier)] 
8.            La mélancolie (Rössler/Vogt/Goos) [Coda: "La mélancolique courante" (Denis Gaultier)]  
9.            L’intention paradoxale (Rössler/Goos) [Interlude: "Sarabande" (Dubut)] 
10.         La vie éphémère (Rössler/Vogt) Canaries (Rössler/Vogt) [Introduction: "Tombeau de Gautier par lui mesme" (Denis Gaultier)]
11.         Canaries (Rössler/Vogt) [Using: "Canaries" (Anonymous)] 


1. Contemplation
Vogt’un parça ile ilgili notları: “Dubut’un başdöndürücü orijinal bestesinin melodisindeki enterval sıçramaları Bach’ın bilindik Sol minör lut için sarabande’sini hatırlatmakta (cello versiyonu Do minördür.) Bizim versiyonumuz birkaç orkestrasyon olasılığı sunmakta: Dubut’un sarabandesinin A bölümünün başlangıcı kontrbas ve saksofonun orkestral birleşiminde ve lut eşliğinde çalınıyor, orta bölüm ada gibi, huzurlu orijinal tonunda lut ile çalınıyor ve sonunda emprovize edilmiş bir tekrarlama bas ve lut ile çalınıyor. Bütün bunlar olurken, bas ve saksofon ile uzatılmış modal emprovizasyonlarla karşılaşıyoruz.
Benim yorumum: Oldukça coşkulu bir şekilde melodiyi taşıyan saksofon girişte derin ve kesin bir bas ile tamamlanıyor. Bu arada yumuşak bir lut tonu melodiyi renklendirmekte. İlk dakikanın ardından, basın dominant ve ana temaya sahip bir şekilde bulunduğu bir düet dinlemekteyiz. Sonrasında gelen, berrak melodili lut solosu bizi barok döneme götürmekte. Lut solosu bittiğinde, dört müzisyenin besteyi emprovize ettiğini görüyoruz. Sonunda, en duygulu kısım coşkulu lut ve sıra dışı çalınmış kontrbas ile karşımıza çıkıyor. (oldukça derin ve etkileyici bir bas tonu)


2. Pré-luth modal
Vogt’un parça ile ilgili notları: Ölçü çizgilerinin duyulmadığı, mezürsüz serbest bir giriş ve lut ve saksofon arasındaki diyalog tekrar eden bir basın üzerindeki ritmik olarak açık bir emprovizasyona karşı oluşturuldu. Bu tekrar eden bas sona doğru saksofon ve bas diyaloguna doğru evirilmekte.  
Benim yorumum: Lut parçaya bir solo ile giriş yapıyor ve bize yine barok müziği hatırlatıyor. İlk dakikanın ardında Rössler’in kadifeden saksofon tonununu duyuyoruz. Perküsyoncu Mani Neumeir ilk yarıdan sonra neredeyse oryantal bir ritim ile sahne alıyor. Saksofonun girişi beni rüyamdan uyandırıyor. Saksofon ve bas şarkının bazı kesimlerinde birbirleri ile konuşuyorlar. 


3. Kuna
Vogt’un parça ile ilgili notları: The Marquise de Montespan "la maîtresse royale en titre", 14. Louis’nin resmi metresi, "Kuna", bazı dil bilimcilere göre, 30000(!) yıl önce “kadın” için kullanılmış bir kelimeydi. Gallot’un önce yoğunlaşan sonrasında ise yeniden rahatlayan armonik yapılı mutluluk veren parçası emprovizasyon için temel oluşturmakta.
Benim yorumum: Başka bir orijinal lute girişinin nefes dolu kaydı odanın dört bir köşesine yayılmakta. Parçadaki saksofonu ilk kez dinlediğimde kalbimde kırılgan bir şeyler hissettim. Sonrasında başlığın kadın ile ilgili olduğunu öğrendiğimde ise hiç şaşırmadım. Bu albümün genel olarak perküsyon ve bas kayıtları gerçekten bir harika ve elimdeki en iyi kayıtlar olabilirler. Albüm ve özellikle bu parça kayıt mühendisleri için bir ders niteliğinde. Müziğin ruhu kayıtta yeniden yaratılmakta.


4. L’encyclopédie
Vogt’un parça ile ilgili notları: Kısa saksofon girişi, ders verir bir diksiyonla çalınan orijinal düzenleme ile devam ediyor. Melodi devam eden bir arpejin içinden çıkmakta (Couperin’in ünlü klavsen parçasına benziyor: “Les Baricades Misterieuses”) Arpej figürleri, üzerine saksofonun emprovizasyon gerçekleştirdiği lut için yeni bir parçaya dönüşmekte.
Benim yorumum: Melodik saksofon solosu çok bilindik hissiyatı veren bir lut partisyonu ile devam ediyor. Saksofon, sanki, zaman zaman perküsyonun eşliğinde ana temayı emprovize etmekte.


5. Dialogue
Vogt’un parça ile ilgili notları: Lut ve bas orijinal düzenlemenin 6 bölümünü icra ediyor. Saksofon ve bas bu kısımlara emprovize cevaplar vermekte. Huzurlu bir aranın ardından, grup Gallot’un ana temasına ait armonileri ele almakta.
Benim yorumum: Girişte, lut ve bas ana temayı veriyor ve saksofon sonrasında emprovizasyon için sahneye çıkıyor. Sonlara doğru Vitous’un icra ettiği bas solo kesinlikle mükemmel.


6. Le colibri royal  
Vogt’un parça ile ilgili notları: Emprovize saksofon/bas düeti Dubut’un oğullarından birine ait şahane lut parçasını söze döküyor.
Benim yorumum: Uzun solo lut bölümü ile takip edilen saksofon&bas girişi bize yeniden barok dönemi derin bir şekilde hissettiriyor.


7. Le rêve lucide
Vogt’un parça ile ilgili notları: Lut sesleri ve saksofon emprovizasyonu. Devamında müzisyenlerin rüyanın ve asıl şakonun farkında olarak gördükleri ve armonisiyle gölgelerini öne doğru çıkartan duru bir rüya.
Benim yorumum: Bas ve perküsyon yokluğunda sadece lut ile eşlik edilen duygusal bir melodi saksofon tarafından sunuluyor. (lut bu parçda akustik gitar gibi tınlamakta) An emotional melody is introduced by saxophone accompanied by the lute(sounds really like an acoustic guitar in this song) without bass or percussion. Sonlara doğru melodiyi emprovize edilmiş bir şekilde luttan yeniden dinliyoruz.


8. La mélancolie
Vogt’un parça ile ilgili notları: Bu lut parçasının karanlık ve melankolik havası düzensiz 7’li tekrarlar üzerine saksofon emprovizasyonu ile iyice artmakta.
Benim yorumum: Gerçekten karanlık ve melankolik bir parça. Sanki insanlığın sefaletini anlatır gibi, en azından ben öyle hissettim.


9. L’intention paradoxale
Vogt’un parça ile ilgili notları: Bu parçada, ritim patlaması meditatif içe dönüşe sebep olmakta. Eşlikçi lutun bazı figürleri sürpriz bir şekilde Dubut’un sarabandesinden ortaya çıkıyor.
Benim yorumum: Lut ve perküsyon tarafından eşlik edilen Rössler’in alto flütü parçaya oldukça gizemli bir hava vermekte. Sonrasındaki solo lut bölümü ana temayı vermekte. Giriş kısmı alto flüt ve perküsyon tarafından tekrarlanmakta. Devamında kesin ritimleri ile perküsyon her şeyi bir anda değiştirmekte. Flüt tonunu gerçekten çok beğendim. Vitous’un bası tekrar oldukça derin frekanslardan çalmakta. Emprovizasyonu sırasında Rössler’in sesini duymak heyecan verici.


10. La vie éphémère
Vogt’un parça ile ilgili notları: "Tombeau" vefat eden bir insan için müzikal bir anmadır. Gaultier’e ait tombeau – değişimin (metaforik ve gerçek müzikal seviyede) ve geçişin teması üzerine - bizim yeni parçamızda da görülmekte.
Benim yorumum: Giriş solo lut ile yapılmakta. Bu parçanın da melankolik bir melodisi var ancak biraz da umut taşıyor. Sonrasında arka plandaki tanımlı Vogt’a ait synthesizer eşliğinde kontrbas sahneye çıkmakta. Devamında saksofon ana temayı bazen saksofon ile konuşarak bazen de saksofon tarafından eşlik edilerek çalmakta.


11. Canaries
Vogt’un parça ile ilgili notları:  "Canaries" parçaları kesinlikle Kanarya Adaları’ndan bir dans ile ilişkili. Son parçada iki ritmik konsept karşılaşıyor: Sabit vuruşlar üzerine senkoplu çalma ve (orijinal lut düzenlemesindeki gibi) melodinin dalgalı hareketini takip eden bir tempo.
Benim yorumum: Son parça melodik ve ritmik ve bir anlamda albümün genelinden biraz ayrı bir yerde durmakta. Yine de, coşku konseptin sınırlarını aşmayacak şekilde kontrol altında. Bu bir bakıma, albümün son parçada ağırbaşlı kutlanması. Bu parçada Miroslav Vitous’u dikkatlice dinleyin. Burada bizlere harika bir performans sergilemekte.


Youtube’dan albümle ilgili şu örnekleri dinleyebilirsiniz:
http://www.youtube.com/watch?v=Pj1LMgCUWys&feature=related 
http://www.youtube.com/watch?v=v3KKWXg9WGw
http://www.youtube.com/watch?v=MJaVR-soE4s


Son bir not: Müzisyenlerin aynı isme Octagon eklentisi yaparak 2010 yılında bastıkları bir albüm daha bulunmaktadır.


No comments:

Post a Comment